Günler Nasıl Yazılır? – Zamanın İzinde Tarihsel Bir Yolculuk Bir tarihçi için günler, yalnızca takvimde sıralanan anlardan ibaret değildir; her biri bir iz, bir hafıza, bir dönüşüm taşır. “Günler nasıl yazılır?” sorusu bu anlamda sadece dilbilgisel bir mesele değil; geçmişin, bugünün ve geleceğin birbirine bağlandığı bir tarih anlatısıdır. Çünkü insanlık, zamanı sadece yaşamakla kalmadı; onu yazdı, kaydetti, anlamlandırdı. Günleri yazmak, aslında zamanı anlamak demektir. Günün Yazılışından Tarihin Yazımına Dilbilgisel olarak “günler” sözcüğü küçük harfle yazılır: pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi, pazar. Ancak cümleye özel isim gibi bir anlam katıyorsa veya bir eser, olay ya da tarihsel döneme gönderme yapıyorsa…
6 YorumEtiket: de
Güneş Tutulması Türkiye Saati ile Kaçta? Zamanın Gölgesinde Kısa Bir Felsefe Filozofun Eşiğinde: Işığın Azaldığı Anda Ne Görürüz? İnsan, göğün ritmini okudukça kendi iç ritmini de duyar. Güneş tutulması, yalnızca gök mekaniğinin bir sonucu değil; zamanın, bilginin ve varlığın üzerine düşen kısa bir gölgedir. “Saat kaçta?” sorusu görünüşte teknik bir sorudur; ama aslında etik bir farkındalığı, epistemik bir şüpheyi ve ontolojik bir açıklığı çağırır. Zamanı dakikaya kadar sorduğumuzda, aslında kendimize şunu da sorarız: Işık azalınca kim oluyoruz? Tarihsel Arka Plan: Tutulmaların Takvimle Dansı Antik uygarlıklar tutulmayı kimi zaman uğur, kimi zaman uğursuzluk saydı; modern çağ, nötr bir dil kurdu: yörüngeler,…
6 YorumKanarya Nasıl Bir Hayvandır? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Bağlamında Bir Yolculuk Bazı sorular, yüzeyde basit görünse de derinlere indikçe bizi dünyayı yeniden düşünmeye davet eder. “Kanarya nasıl bir hayvandır?” sorusu da tam olarak böyle. Evet, kanarya küçük, renkli ve ötücü bir kuştur. Ama bu yazıda yalnızca biyolojik özelliklerinden söz etmeyeceğiz; aynı zamanda bu zarif canlıyı toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi daha geniş bir bağlamda ele alacağız. Çünkü doğa bize yalnızca canlıları tanıtmakla kalmaz, aynı zamanda insanlığın kendisini de anlamamız için ipuçları sunar. Kanarya: Küçük Bir Kuştan Fazlası Kanaryalar, ötücü kuşlar familyasından gelir ve özellikle parlak sarı,…
6 YorumGörgülü Ne Demektir? Felsefi Bir Bakışla Etik, Bilgi ve Varlık Üzerine Düşünmek Bir Filozofun Gözünden Görgü ve Bilgelik Arayışı Bir filozof için “görgülü olmak”, yalnızca toplumsal kurallara uymak değil, aynı zamanda varoluşun derin anlamını kavrama çabasıdır. Görgü dışsal bir biçim, görgülülük ise içsel bir bilgeliktir. Bir insanın davranışları, onun dünyayı nasıl anladığını yansıtır. Bu nedenle “görgülü” kavramı hem etik hem de epistemolojik bir nitelik taşır: bir yandan iyi davranmanın ölçüsünü belirler, diğer yandan bilgeliğin pratiğe dökülmüş hâlini temsil eder. Peki, görgülü olmak yalnızca nezaket mi, yoksa bilincin olgunlaşmış bir biçimi midir? Etik Perspektiften Görgülülük: İyinin Estetiği Etik açıdan görgülü insan,…
4 YorumGörelilik Teorisi Nedir Basitçe? Edebiyatın Gözünden Zamanın ve Gerçeğin Akışı Bir edebiyatçı olarak hep kelimelerin gücüne, anlatıların dönüştürücü doğasına inanmışımdır. Çünkü edebiyat, tıpkı evren gibi, sabit değil; her okurda, her anda yeniden şekillenen bir evrendir. Görelilik teorisi denildiğinde çoğumuzun aklına fizik, Einstein ve karmaşık formüller gelir. Oysa bu teori yalnızca uzay-zamanı değil, insanın anlam arayışını da açıklayan bir metafordur. Edebiyatın içinde, zamanın büküldüğü, gerçeğin göreceli hale geldiği, karakterlerin algısına göre değişen dünyalar vardır. İşte bu yazıda, Görelilik teorisini basitçe ama edebi bir dille, romanların ve kelimelerin evreninden geçerek anlatacağız. Göreliliğin Temeli: Gerçek Sabit Değil, Anlam Değişken Einstein’ın görelilik teorisi, kısaca…
4 YorumProgramın 4 Temel Ögesi Programlama, uygulama geliştirme sürecini bilgisayar komutları kullanarak otomatikleştirmek için kullanılan bir alandır. Programlama, programcılar tarafından yazılmış düzenli komutların bir araya getirilmesiyle oluşturulur. Programlama dilinin temel ögeleri, giriş, işlem, çıkış ve veri yönetimidir. Giriş Bir programın başlangıcında, programa veri girişinin nasıl olacağını belirleme ihtiyacı ortaya çıkar. Programcılar, programda gerekli olan tüm değişkenleri, komutları ve işlemleri belirlemek için bu bilgileri kullanır. Giriş, programın girdi değerleriyle başlayan bir süreçtir. Bu girdi değerleri, bir kullanıcı tarafından girdi olarak girilen bilgiler, veri tabanından okunan bilgiler veya önceden kaydedilen bilgiler olabilir. İşlem İşlem, programın girdi değerlerinden çıktı değerlerine geçiş sürecidir. Programcılar, programda…
Yorum Bırak